Şanlı Osmanlı Tarihinin En Önemli 10 Savaşı7th Ocak 2016
1299’dan itibaren asırlarca dünyaya hükmeden şanlı Osmanlı Devleti, bu süreçte birçok önemli savaşta yer almıştır. Kimi fetih savaşları kimi de savunma savaşlarıydı… Ancak her birinin içinde farklı kahramanlık öyküsü yatmıştır. Bu savaşların en önemlilerini sizler için derledik. Kazandığımız ve kaybettiğimiz savaşların yer aldığı savaşları okuyarak şanlı tarihimizi daha yakından tanıyabilirsiniz.
Mehmet Akif Ersoy’unda dediği gibi;
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..”
10. Niğbolu Savaşı (23 Eylül 1396)
Osmanlı’nın Avrupa fetihleri, başta Papa olmak üzere tüm Avrupa’yı korkutuyordu. Bütün Avrupa silaha sarıldı ve 120.000 kişilik büyük ve üstün zırhlarla donanmış bir Haçlı ordu toplandı.
Niğbolu’ya gelen Haçlılar, Niğbolu Kalesi’ni kuşattı ve Yıldırım Bayezid İstanbul kuşatmasında iken kuşatmayı kaldırdı ve adına yanaşır bir süratle Niğbolu Kalesi’ne 24 saat gibi kısa bir sürede ordusu ile ulaştı. Deneyimli komutanlar, Haçlılar’ı develer ile korkutup bozguna uğratmayı teklif etmiş ancak bu saldırıyı mertçe bulmadığı için Bayezid saldırıyı reddetti. 25 Eylül Günü Osmanlı süvarileri hücuma kalktı ve Haçlı ordusu amansız akın karşısında bozguna uğramıştır. Önceden Türkler’in çaktığı kazıklar ordunun kaçış güzergahında olduğundan, kaçan Haçlılar attan inmek zorunda kalmıştır. Ağır zırhları yüzünden çabuk yorulduklarından dolayı, Osmanlı ordusunun asıl gücü hücuma kalkınca şövalyelerin Jean de Vienne gibi ünlü komutanları dahil tamamına yakını imha edilmiştir.
9. Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)
28 Temmuz 1402 Ankara’nın Çubuk Ovası’nda gerçekleşmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş döneminde duraklamaya sokan savaş, Yıldırım Bayezid ve Timur arasında olmuştur. Karakoyunlu Devleti’nin hükümdarı Kara Yusuf’un Osmanlı’ya sığınması ve Timur’a teslim etmemesi üzerine Timur, ordularıyla Ankara’ya kadar gelir. Yıldırım Bayezid, adının hakkını vererek Bursa’dan Ankara’ya yıldırım gibi gitmiştir. Timur’un ordusu dinlenme sırasındayken, Osmanlı komutanları hemen saldırı yapıp orduyu bozguna uğratmayı teklif etseler de Bayezid, Timur’un ordusunun hazırlanmasını bekleyip ‘’Adet üzere cenk edile’’ diyerek mertliğini göstermiştir. Ancak Timur’un Hindistan’dan getirdiği 32 zırhlı fil olayın gidişatını değiştirir ve Osmanlı ordusu hezimete uğratılarak yenilir. Bayezid esir düşer ve 11 yıllık Fetret Dönemi’ne girilir. İstanbul’un fethi, bu olayla birlikte 50 sene daha gecikir.
8. Kut-ül Emare Zaferi (29 Nisan 1916)
İngiliz tarihinden silinen son Osmanlı zaferidir. Osmanlı, Çanakkale zaferinden sonra İngilizler’e ikinci darbeyi bu kuşatmada vurmuştur. 13 bin İngiliz askerinin tamamı esir alınmış ve 23 bin asker öldürülmüştür. 1952 yılına kadar “Kut Bayramı” olarak kutlanılan zaferimizdir. Ancak NATO’ya girince bu şanlı zaferimiz unutturulmuştur. Osmanlı’nın kaybı bu savaşta 10 bin civarındadır.
7. Plevne Savunması (1877-1878)
Türk tarihinde adına marş bestelenen nadir komutanlardan biri olan Gazi Osman Paşa ve göz dolduran muhteşem Plevne Savunması, 93 harbi sırasında Plevne’yi Ruslar ve Sırplar’a karşı kahramanca savunan, tüm imkansızlıklara rağmen yılmayan dönemin hükümdarı Sultan II. Abdülhamid Han Hazretleri tarafından “Sen benim bu dünyada yüzümü ak ettin. Allah da senin yüzünü her iki cihanda ak etsin.” diye duasına mahsar olan ve gazi unvanı alan paşamız, aylarca Plevne’yi savunmuş ancak Osmanlı Devleti’nin hiç gücü olmamasından dolayı hiçbir destek gelmemiştir. Sürekli Ruslar’ı geri püskürtüp sonrasında toplanan ve güçlenen Ruslar’a tekrar savunma yapması giderek zorlaşmış ve en sonunda savaş anında esir düşmüştür. Bu nedenle Plevne düşmüştür. Rus komutanlar tarafından zekası ve üstün savaş sanatı bilgisinden dolayı nezaket ve saygıyla esir tutulmuştur.
Savaş sonrası Ruslar, İstanbul’a kadar girmiştir. Antlaşma yapılarak geri çekilmişlerdir. II. Abdülhamid Han’ın özel isteği üzerine Osman Paşa serbest bırakılmıştır.
6. Viyana Kuşatması (27 Eylül-16 Ekim 1529)
Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki 120 bin kişilik kuvvet, Avrupa’nın düşmesi için Viyana önlerine kadar gelmişti. Bunun haberini duyan Hristiyan Batı Avrupa, korkuya kapılıp kendi aralarındaki mezhep savaşlarını bırakıp Viyana’ya gelip birlik oldular.
17 gün boyunca Viyana surlarını döven Osmanlı topçuları, surları iyice tahrip etmişlerdi ancak kuşatmanın beklenenden uzun sürmesi, soğuk kış ayının gelmesi ve beklenen top mühimmat desteğinin gecikmesi kuşatma koşullarını zorluyordu. Viyana yakınlarında Alman ordusunun toplanması istihbaratı gelince, Kanuni Sultan Süleyman kuşatmayı kaldırma emri verdi. 16 Ekim’de Viyana önlerinden ayrılan ordu, 16 Aralık’ta İstanbul’a döndü.
5. Akka Kuşatması (1799)
Napolyon’un dünyaya hakim olma hayaline karşı hiç düşünmediği, hedef olarak bile görmediği Akka Kalesi ve ihtiyar Kasap Ahmet Paşa’nın Napolyon’u madara edişine şahit olunmuştur. Osmanlı’nın gücünü yitirdiği dönemlerde Napolyon, Suriye’yi ele geçirerek dünyayı Fransa hakimiyeti altına almayı hedefliyordu. Ahmet Paşa’ya mektup göndererek “Dostum ol, kaleyi bana teslim et” demiştir. Ahmet Paşa’nın cevabı ise “Gidi kafir, senden dost olur mu?’’ olmuştur. Bunun üzerine hemen kaleyi kuşatan Napolyon, zorlu günlerin başlayacağından bi haberdardır. Kale kuşatması haftalar geçmesine rağmen düşmemişti. Aksine kaleden dışarı ani çıkışlar yapılıp düşmana baskın verilmeye başlanmıştı. Napolyon, teslim olmaları için üst rütbeli subay göndermiş ancak Ahmet Paşa “Bize bu topraklar düşmana verilmesi için verilmedi. Şehadet rütbesini kazanana kadar bir karış toprak vermeyiz.” diyerek subayı geri çevirmiştir. Napolyon, kaleyi toplarla dövüyor, surlarda açılan deliklerden hücuma kalkılıyor ancak şiddetli bir savunma ile dışarı atılıyordu.
Napolyon, “Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı.” diyerek serzenişte bulunmuştur.
Aylar geçmiştir. Tüm ünvanı lekelenmekte olan Napolyon, tüm gücünü kullanıp yerle bir olmuş kaleye saldırı emri vermiştir. Ancak ihtiyar Ahmet Paşa, tıpkı genç bir yeniçeri gibi savaşarak kaleyi savunmuştur. Napolyon 31 Mayıs’ta gizlice iki gemiyle Mısır’dan kaçarak ordusunu terk etmiştir.
Ne zaman Akka konusu açılsa, sözleri “Akka’da durdurulmasaydım tüm Doğu’yu emrim altına alırdım.” olmuştur.
4. Mohaç Meydan Muharebesi (29 Ağustos 1526)
Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusunun Macar Krallığı ordusunu hezimete uğrattığı savaş sonucunda, Macaristan’ın büyük bölümü Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Savaşta Osmanlı ordusunun uyguladığı mükemmel stratejiyle savaş 2 saat kadar kısa bir sürede sona ermiştir
3. Preveze Deniz Savaşı (28 Eylül 1538)
Akdeniz’de giderek güçlenen Osmanlı ordusunu dağıtmak ve hakimiyetine son vermek için Haçlılar’ın topladığı 300 gemi ve 60 bin askerle Arta Körfezi’nde Preveze açıklarına gelmişlerdi. Karşıda Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa komutasında 122 kadırga ve 12 bin levent vardı. Haçlı donanmasının Barbaros Paşa’nın savunma yapacağını düşünürken beklemedikleri bir anda cesur bir şekilde hücuma kalkan Barbaros Hayreddin Paşa, Haçlı ordusunu büyük bir hezimete uğratarak savaşı kazanmıştır.
2. Çanakkale Zaferi (Deniz: 19 Şubat 1915 – 18 Mart 1915) (Kara: 25 Nisan 1915 – 9 Ocak 1916)
Batı Avrupa’nın güçlü sanayi silahları karşısında son dönemlerini yaşayan, zayıf düşmüş Osmanlı ordusu… Ancak unuttukları bir şey vardı: Karşılarında Peygamber övgüsü almış bir ordu!
Metrakareye 6000 merminin düştüğü Çanakkale’de Osmanlı ordusunun iman ve inançla savunması karşısında ağır kayıplar veren İtilaf Devletleri, geri çekilmek zorunda kalmıştır. Savaşın sonucu iki taraf içinde ağırdır.
Osmanlı Ordusu: 251.309 şehit.
İtilaf Devletleri: 260.000 ölü.
1. İstanbul’un Fethi (6 nisan-29 mayıs 1453)
Hiç şüphesiz ki bu savaşların en başında Hz. Muhammed (S.A.V)’in müjdelediği Fetihlerin Fatihi, Büyük Kartal Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethi gelmektedir.
II. Mehmed’in komutasındaki Osmanlı ordusunun asker sayısı 150.000 ile 200.000 arasında değişiyordu. 29 mayıs 1453 günü Ulubatlı Hasan’ın burçlara sancağı dikmesinden sonra İstanbul’un fethi gerçekleşmiştir.
Leave a Reply