Osmanlı Dönemine Ait En Güzel 15 Adet12th Ağustos 2015
Osmanlı’ya ait gelenekleri ve âdetleri hiç merak ettiniz mi? Osmanlı dönemine ait en güzel 15 adeti görünce Osmanlı insanının ne kadar kibar, ne kadar düşünceli ve ne kadar alçakgönüllü olduğunu anlayabilirsiniz. Pencere önüne konan çiçeklerin anlamını, kapılarda neden iki adet kapı tokmağı bulunduğunu, hanımlara verilen hediyenin ne anlama geldiğini, ramazan geleneklerini ve daha birçok geleneği bu keyifli yazımızda bulabilirsiniz.
İşte birbirinden güzel Osmanlı adetleri;
1) Zimem Defteri
Ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi. Zimem defteri, bugünün veresiye defteridir. Defterin başından, sonundan ve ortasından rastgele sayfalar koparır ve “Silin borçlarını, Allah kabul etsin” derlerdi. Böylelikle borcu olan, borcunu kimin ödediğini; borcu ödeyen de kimin borcunu ödediğini bilmezdi.
2) Kahve
Belki de günümüzde en bilindik Osmanlı âdeti kahve âdetidir. Kahvenin yanında su getirilirdi. Misafir, toksa önce kahveyi alır; aç ise suyu alırdı. Ona göre de ya yemek sofrası kurulur ya da meyve ikram edilirdi.
3) Kapı Tokmağı
Osmanlı’da kapılarda iki adet tokmak vardı. Bu tokmaklardan biri kalın biri inceydi. Erkek misafirler kalın ses çıkaran tokmağı, kadın misafirler ise ince ses çıkaran tokmağı kullanırlardı. Böylelikle ev halkı da kapıdaki misafir hakkında bilgi sahibi olur, ona göre karşılarlardı. Eğer kapıyı çalan kadın ise ev hanımı kapıyı ev haliyle açardı. Gelen misafir erkek ise ev hanımı örtünüp kapıyı açar ya da mahremi (kocası, oğlu vs.) açardı.
4) Yaş Sorulması
63 yaşını geçmiş büyüklere yaşları sorulduğunda “Haddi aştık” cevabını verirlerdi. Bunun sebebi ise Peygamber Efendimiz’in 63 yaşında vefat etmesidir.
5) Kız İsteme
Kız istemeye gelen damadın namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun diz izine bakılırdı.
6) Penceredeki Çiçekler
Pencerede sarı çiçek varsa bunun anlamı “Bu evde hasta var, kapının önünde ya da sokakta gürültü yapma” demekti. Kırmızı çiçeğin anlamı da “Bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekâr kız var. Evin önünden geçerken küfür etme ve konuşmalarına dikkat et” demektir.
7) Ramazan Ayı
Ramazan ayı, Osmanlı’da büyük önem taşırdı. Halk da eşine dostuna iftar vermeyi büyük ibadet kabul eder, misafir ağırlamak için çırpınırlardı. Bu nedenle iftar saatlerinde evlerinin kapısı açık olurdu. Böylelikle yolda kalan ya da ihtiyacı olan herkes istediği eve girer, iftarını yapardı. Ev halkı tarafından da misafirin kim olduğu asla sorulmazdı.
8) Hanımlara Hediye
Erkekler, hanımlara hediye olarak ayna alırdı ki, bunun anlamı “Sana senden daha güzel verilebilecek bir hediye yok” demekti.
9) Bayramlar
Osmanlı’da bayram, sultanın bayram namazı için camiye gelişi ile başlardı. Namaz bitiminde saraya dönen padişah, önce annesinin elini öper, sonra diğer aile üyeleriyle bayramlaşırdı. Bayram merasimi bittikten sonra da güzel işlemeli keselerle çocuklara para saçardı.
10) Kavuklar
Osmanlı’da giyilen kavukların farklı anlamı vardı. Giyilen kavukların şekli ve cinsi, herkesin sınıf ve mezhebine göre değişirdi. Kavuğun şekline bakılıp herkesin mensup olduğu sınıf anlaşılırdı. Böylece hangi kavuğu kimin giydiği öğrenilirdi ve hiç kimse bir başkasının giydiği kavuğu giymezdi.
11) Sadaka Taşları
Sadaka taşları, taş bloklardan oluşan, genelde cami ve türbelerin köşelerinde bulunan taşlardı. Ortası çukur, 1.5-2 metre yüksekliğe sahiplerdi. Bu taşlar sayesinde fakirler dilenmekten kurtulurdu. Zenginler de riya ve gösterişten çekindiği için sadakaları bu taşlara koyar, fakir de gece gelip ihtiyacı kadar olanını alırdı. Geriye kalan paralar da bir başka ihtiyacı olanın gereksinimini karşılardı.
12) Mahalle Kahveleri
Dersaadet’in her mahallesinde o mahalle halkına özel kahveler bulunurdu. Bunun yanı sıra her mahallede gençlere özel kahveler de bulunurdu. Hamallar, seyisler, uşaklar kahvesi, arabacılar, ahçılar kahvesi gibi her sınıf ve meslek grubuna mahsus bu kahveler, işsiz olanların iş bulmak için bekledikleri kahvelerdi. Kahvenin sorumlusu, bir meslek erbabı geldiğinde bu gençleri seçer ve onlara kefil olurdu.
13) Mahyalar
Günümüzde de kullanılan bir Osmanlı geleneğidir. Tabi şimdilerde elektrik sayesinde yazılan mahyalar, o dönemde daha zor şartlar altında yazılıyordu. Bu nedenle de bu eyleme Osmanlı Sanatı diyebiliriz. Mahyacılar, ramazan ayının her akşamına ayrı ayrı yazılar yazmak için gün boyu çalışır, iftardan sonra yüzlerce kandillerden oluşan mahyalar iki saat yanardı.
14) Merdiven
Merdivenden çıkarken erkek, hanımının arkasından yürürdü. Bunun nedeni hem hanımının vücudunun ifşa olmasını engellemek hem de düşerse tutabilsin diyedir. Aynı sebepten dolayı merdivenden inerken yine erkek önden inerdi.
15) Cuma Namazı
Cuma namazına giderken hiçbir esnaf kapısına kilit vurmazdı. Buna kuyumcular da dahildi.
Leave a Reply